Okyanuslar, denizler ve göller gibi büyük su kütlelerine karşı duyulan yoğun korkulardan biri talassofobidir. Bu fobi, denizde yüzmemek, denize yaklaşmamak, hatta tekneye binmemek ve bu gibi denizle ilişkili durumlardan kaçınma davranışlarına yol açabilir. Bu korkuya genellikle kişinin yaşadığı olaylar, kültür ve aile geçmişi ya da beynimizin bağlantı şekli neden olur. Tedavi edilmediği takdirde bu fobi kişinin sosyal yaşamını ve kişisel gelişimini engelleyerek, bu durumu yaşayan kişinin yaşam kalitesini bozabilir.
Talassofobi (Deniz Korkusu) Nedir?
Deniz veya okyanus gibi derin su kütlelerinden korkma anlamına gelen talassofobi, bu fobiyi taşıyanlar için çok sıkıntı verici olabilir. Bu rahatsızlığa sahip biri yüzme havuzlarından, teknelerden ve hatta plajlardan ve bu ve benzeri suyla ilişikili yerler ve etkinliklerden kaçınabilir. Talassofobi travmatik deneyimler, kültürel etkiler veya biyolojik yatkınlıklar gibi nedenlerle gelişebilir. Zamanında tedavi edilmezse, bu korku bireylerin su aktivitelerine katılmasını engelleyen önemli sosyal ve kişisel kısıtlamalara neden olur.
Talassofobi (Deniz Korkusu) Belirtileri Nelerdir?
Talassofobi veya deniz korkusu (okyanus korkusu), etkilenen bir kişiden kişiye değişiklik gösterebilir aşağıdakiler semptomlar da dahil olmak üzere çeşitli semptomlardan oluşur: her zaman korkutucu bir yer olarak deneyimlenen denizi düşündüklerinde veya gördüklerinde aşırı derecede korkmak ve endişe duymak, uzak durmak onları herhangi bir su kaynağının yakınına götürebilecek durumlarda hızlı nabız, terleme, titreme ve nefes almada zorluk gibi fiziksel belirtiler sergileme. Ayrıca bireyler bayılma ve boğulma hissi gibi diğer yaygın semptomları da yaşayabilirler. Ve zaman zaman bu fobiye sahip bireyler kendilerini su hakkında rahatsız edici düşüncelere olurlar ve bu da hayatlarının günlük işleyişini olumsuz etkiler.
Talassofobi (Deniz Fobisi) Neden Olur?
Çeşitli nedenler talassofobiye (deniz korkusu) yol açabilir. Boğulmak üzere olmak deneyimi ya da deniz yaşan olumsuz bir deneyim gibi travma deneyimleri kişinin zihninde okyanusla ilgili derin bir korku uyandırabilir. Ayrıca bazı bireyler anksiyete ve fobilere karşı hassas olduğundan genetik ve biyolojik faktörler de bu durumu etkileyebilmektedir. Önceden var olan anksiyete bozuklukları da dahil olmak üzere psikolojik faktörler talassofobi ile sonuçlanır. Ayrıca denizi tehlikeli olarak değerlendiren kültürel etkenler de bu korkuları artırabilmektedir. Son olarak su ortamlarına ve denize aşina olmamak bu tedirginliği ve korkuyu daha da kötüleştirebildiği bilinmektedir.
Talassofobi (Deniz Korkusu) Tetikleyicileri Nelerdir?
Talassofobisi olan kişilerin bazıları kişiye özgü olabilen farklı tetikleyiciler gösterebilir. Deniz veya derin göller gibi geniş su kütlelerine maruz kalmak çoğu zaman bu korkunun tetikleyicilerinden biridir. Tetikleyiciler arasında tekneye binmek veya açık suda yüzmek de yer alabilir. İnsanlar denizdeki tehlikeleri ortaya çıkaran filmler izlediğinde veya denizle ilgili kazalarla ilgili haberleri izlediğinde korkuları yoğunlaşabilir. Bazen suyla ilgili geçmiş travmatik deneyimler gibi kişisel olaylar yüzmekten nefret etmenize neden olabilir. Temel olarak denizle ilgili düşünce ve duyguları getiren her şey talassofobiyi derinleştirecektir.
Talassofobi (Deniz Fobisi) Nasıl Anlaşılır?
Talassofobi olarak bilinen deniz korkusu çeşitli belirtilerle tespit edilebilmektedir. Davranışsal semptomların örnekleri arasında plajlar, tekneler ve yüzme gibi büyük su kütlelerinin bulunduğu yerlerden kaçınma yer alır. Deniz hakkında düşünürken veya denizle karşılaştığınızda ortaya çıkan duygusal tepkiler sıklıkla şiddetli korku veya kaygıyı içerir, bazen de panik ataklara yol açabilir. Denizle ilgili durumlarla karşılaşıldığında kalp atış hızının artması, terlemenin artması, titreme veya nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Ek olarak, talasofobiklerde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) de mevcut olabilir; çünkü su içeren sosyal işlevlerden kaçınabilirler veya bununla ilgili düşüncelerden dolayı büyük ölçüde endişe duyabilirler. Terapist değerlendirme ve değerlendirmeler yaparak kişinin Talassofobi hastası olup olmadığını teşhis edebilir ve şiddetini belirleyebilir, bu da kişinin hayatını ne kadar etkilediğine dair fikir verebilir.
Talassofobi (Deniz Korkusu) Tedavisi Nasıldır?
Deniz korkusunu tedavi etmenin tipik yolu çeşitli tedavi yöntemlerini birleştirmektir. Genellikle bu gibi durumlarda kullanılan bilişsel-davranışçı terapi (BDT), bireylerin okyanus hakkındaki yanlış bilgileri tanımlamasına ve bunlarla mücadele etmesine ve aynı zamanda onları kontrollü koşullar altında yavaş yavaş deniz kenarı sorunlarına maruz bırakmasına olanak tanır. Bu bağlamda, maruz bırakma terapisi, zamanla kaygı azalıncaya kadar, korkulan uyarana kademeli ve sistematik olarak maruz kalmaya izin veren BDT’nin bir alt kümesidir. Gevşemeye yönelik benzer teknikler arasında kaygı veya stresi daha iyi yönetmeye yardımcı olan derin nefes alma uygulamaları ve farkındalık da yer alır. Şiddetli durumlarda, aşırı kaygı/panik belirtilerinden kaynaklanan bu tür rahatsızlıklar için ilaç reçete edilebilir. Talasofobi ile etkili bir şekilde mücadele etmek için özel müdahaleler geliştiren ruh sağlığı personelinden yardım istenirse çeşitli stratejiler kullanılabilir.
Talassofobi (Deniz Korkusu) Hakkında Sık Sorulan Sorular
Denize girmekte zorluk çekiyorsanız, bu konuda size yardımcı olması için yapabileceğiniz bazı şeyler mevcut. Denizin etrafında vakit geçirmek veya hemen yüzmeye çalışmak yerine ayaklarınızı suya sokmak gibi küçük adımlar atarak başlamak daha anlamlı olabilir. Kaygıyla başa çıkmak ve daha rahat hissetmek için derin nefes alma egzersizleri veya farkındalık çalışmaları gibi rahatlama tekniklerini deneyin. Bir terapist de, örneğin bilişsel davranışçı terapi ve sistematik maruz bırakma terapisi gibi yöntemler, bu korkuların üstesinden nasıl geleceğiniz konusunda size başa çıkma stratejileri sunacağı için yardımcı olabilir. Bunun dışında, su güvenliği konusunda bilgi sahibi olmak ve deniz etrafında olumlu deneyimler yaşamak korkuları en aza indirmeye yardımcı olabilir. Son olarak, kararınızı destekleyen kişilerle veya aile üyelerinizle arkadaş olmak da daha iyi bir çözümdür çünkü sizi motive edecek ve pes etmeden size yardımcı olarak geçtiğiniz süreci sizin için kolaylaştıracaktır.
Deniz korkusu, talassofobi olarak bilinir, bu durum birçok nedenden kaynaklanabilir. Boğularak hayatını kaybeden birini izlemek veya suyla ilgili korkutucu bir şey izlemek gibi korkunç bir deneyimden kaynaklanabilir. Okyanusun enginliği ve derinliği, yüzeyinin altında gizlenen bilinmeyen ve açıklanamayan şeyler de bu fobiye katkıda bulunabilir. Dahası, medyanın köpek balığı saldırıları veya gemi kazaları gibi okyanuslarla ilgili tehlikeleri tasvir ederek endişeyi artırması mümkündür. Bazen ise bu, bir kişinin genel kaygısı veya fobileriyle bağlantılı net bir kökeni olmayan mantıksız bir korkudur. Bu altta yatan nedenleri tanımak ve bunlarla başa çıkmak, talassofobinin üstesinden gelmekle sonuçlanabilir.
Deniz korkusu veya talassofobi ile mücadele, sistematik duyarsızlaştırma, bilişsel-davranışçı terapi (BDT) ve rahatlama tekniklerinin bir karışımını içerir. Deniz yönelik sistematik duyarsızlaştırma ve maruz bırakma, resim ve video izlemekle başlar, suya girmeden sahilde yürüme ile devam eder ve son olarak korkuyu duyarsızlaştırmaya yardımcı olabilecek sığ bölgelerde denize girmek gibi hedeflerle son bulur. Bilişsel davranışçı terapi, olumsuz düşünce süreçlerini ele alabilir ve bunları suyla ilgili daha olumlu ve mantıklı düşüncelerle değiştirebilir. Diğer rahatlama teknikleri, derin nefesler, meditasyon ve suyun yakınında veya içinde kaygıyı azaltan hayal gücüdür. Aynı şekilde, fobilerle ilgilenen uzman bir danışmana da kişiselleştirilmiş tavsiye ve yardım için başvurulabilir.
